- vücut
- dřík; podstata; sbor; těleso; tělo; trup
Türkçe-Çekçe Sözlük. 2007.
Türkçe-Çekçe Sözlük. 2007.
vücut — is., du, Ar. vucūd 1) İnsan veya hayvan gövdesi, beden Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor. R. N. Güntekin 2) esk. Var olma, varlık Birleşik Sözler vücut ısısı vahdetivücut yekvücut Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut yapmak — kas geliştirici hareket ve sporlarda bedeni güçlü duruma getirmek Erkek sporları tarihe karışıyor, halter kaldıran, vücut yapan kadın atletler gündelik manzaralar arasında... A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut ısısı — is. Vücutta olması gereken 36 derecelik normal ısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut bulmak — oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut vermek — vücuda getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut bulmak — doğmak ; yapılmış olma … Hukuk Sözlüğü
tek vücut — is., du 1) Birlik 2) zf. Hep birlikte Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tek vücut olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek vücut olmak — bütünleşmek Birbirimize sımsıkı sarılmış, tek vücut olmuş, sallanıp duruyoruz. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bünye — vücut yapısı; yapı, beden; vücut; yapılış; kuruluş … Hukuk Sözlüğü
manken gibi — vücut ölçüleri düzgün ve ince olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çerlenmek — vücut ağırlaşmak, agrımak, hastalanmak I, 322; 11. 244, 245 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini